Orange Marmalade

Bir vampir dizisi daha. Açıkçası Orange Marmalade vampir efektleri olmasa güzel dizi. Gerçekten efektler beni bitirdi. Gerçi dizi biraz eski o yüzden de olabilir. Ama insan ister istemez daha iyi olmasını istiyor. Dizi benim açımdan çok kötü değildi. Yani konu açısından güzel bir dizi. Bu diziyi de hep görüyordum. Sonunda izleyip yazmaya karar verdim. Kısa bir dizi ama ben 2 günde kolayca izledim. Asla izlemeyin çok kötüydü diyemem. Konusundan bahsederken diğer görüşlerimi de söyleyeceğim.

Orange Marmalade Konusu

Beak Ma-Ri, güzel bir lise öğrencisidir. Ama kızımız vampir. İnsanlarla yaşıyor olsa bile, insanların ondan korkmaması için kimliğini gizliyor. Sürekli okul değiştirmek zorunda kalıyor. En son geldiği okuldan gitmemek için kararlı olan genç ve güzel vampirimiz dikkat çekmemek için çabalıyor. Ama okulda onu bekleyen güzel şeylerde oluyor.

Jung Jae-Min, okulun sevilen oppalarından. Yakışıklı, derslerinde başarılı bir öğrenci. Hayatında yaşadığı bazı sıkıntılar yüzünden vampirlerden nefret ediyor. Onların canavar olduğunu düşünüyor. Ama bir gün metroda giderken bir kızla denk geliyor. Kızın formasından onların okulunda olduğunu anlıyor. Daha sonra okula gittiğinde yeni nakil öğrenci onların sınıfına düşüyor. Kızımız tabi ki Baek Ma-Ri. Daha sonra birbirlerinden hoşlanmaya başlıyorlar.

Tabi dizilerin olmazsa olmazı ikinci erkek karakter. Han Shi-Hoo, yakışıklı, asi ve bir o kadar da vampir. Küçükken bir kaç gün Baek Ma-Ri’nin ailesinin yanında kalıyor. Bir gün yıllar sonra okulda karşılaşıyorlar. Baek Ma-Ri’nin her zor durumunda Han Shi-Hoo ona yardım ediyor. Ama gizli gizli aslında Baek Ma-Ri’den hoşlanıyor.

Dizi bu şekilde ilerliyor yani. Ama şöyle bir durum var ki dizinin ortasında dizi eskiye dönüyor. Üzerlerinde geleneksel kıyafetler falan. Ben eski dönem dizilerini sevmiyorum. Yani hangi ülkenin olursa olsun eski dönem dizi ve filmlerini izleyemiyorum. Tabi ben başlarken bunu bilmiyordum. Dizi bir an da eski dönem dizisine döndü. Lisede gitar çalan çocuklardan sonra hemen eskiye dönünce bir afalladım. Aslında konuyu güzel bağlamışlar onu sevdim. Ama tabi şimdi bir Goblin, bir The legend of the blue sea olmamış, olamaz. Anlayacağınız üzere reenkarnasyona bağlıyor. Sadece tek sıkıntımız bu eski dönem bölümleri oldukça uzun. 5 bölüm net var yani. Dizinin çoğu eski dönem olmuş neredeyse. O yüzden izlerken ne zaman bitecek diye izledim. Hatta sonlara doğru ilerleterek izledim. Sırf nereye bağlayacaklarını anlamadığım için dizinin sonunu bekledim. Diziyi kapatma istediğim olmadı ama ara ara sinirlendiğim doğru.

Dizinin en çok sevdiğim şeylerinden biri şarkıları. Lily Jin Morrow – I Know kesinlikle dinleyin. Çok fena bir şekilde sardım şarkıya. Tekrara alıp dinliyorum. Şu an bile arkada o çalıyor. Diziyi sevdim, sevmediğim yanlarını da söyledim zaten. Dizi bir şekilde izleniyor. Kısa olmasa belki izleyemezdim. Daha kötü diziler bildiğim için bu diziye haksızlık etmek istemiyorum. Umarım sizde seversiniz diyor ve yayınımı sonlandırıyorum.

İyi seyirler Sevgili Okur! 🙂

Tür: Dram, Romantik, Gençlik, Fantastik
Yönetmen: Lee Hyeong-Min
Senarist: Seok Woo (orijinal comic), Moon So-San
Yapımcı: Jang Sung-Ju, Kim Jung-Hwan, Kim Hyung-Joon, Kim Kyung-Won
Bölüm Sayısı: 12
Yapım Yılı: 2015
Dili: Korece
Ülke: Güney Kore